Ýnsanlara puslu bir camýn arkasýndan baktým... O insan âþýk olabilir, hýrslý olabilir, kindar olabilir vs; bunlarý hiç bilmem... O anlamda bütün hayatým boyunca insanlarý ihmal ettim. Ama bunu daha çok kendime dönük olduðum anlamýnda yorumlamamak lazým. Çünkü öyle de deðil...
Siz ne kadar baþkasýnda yaþýyorsanýz o kadar sosyal bir insan oluyorsunuz, ne kadar az etkileniyorsanýz o kadar az sosyal oluyorsunuz. Onlarýn hýrslarýný bilmek, o þöyle düþünür, þöyle olmak ister demek, daha dýþa açýk bir insan olmayý gerektiriyor. Bunlarý hiç gözlemlememiþim... Yani ben, arkadaþlarýmýn kendi öz benlikleriyle ilgili konularla fazla ilgilenmedim, ama ben onlarda yaþadým ve onlarýn varlýklarý beni çok etkiledi, beni belirledi, hareketlerimi sýnýrladý. Bu anlamda hiç özgür olamadým.
Biz þimdi sosyalizme yeni bir yol bulmak için düþünüyoruz. O yol özgürlükçü demokratik bir yol olabilir... Eðer insanlar sosyalist bir dünya özlemi içindedirler diye bir öngörümüz varsa, toplumun içinde sosyalizmin tohumu varsa ... bu tohumun geliþmesini saðlayacak bir þeyler yapýlmasý lazým. ‹ster bir parti olsun, bir dernek veya bir yazar olsun, bilinçli sosyalist hareketin görevi, toplumdaki bu sosyalist nüvenin çiçek açmasýný saðlamaktýr