Aþkýn bir gerçekliði, mistik bir varoluþu, kaderin cilvelerini deðil; bizim yaptýðýmýz, geliþtirdiðimiz ama sonunda gelip hayatýmýzý boydan boya belirleyen basit bir olguyu, siyaseti konu ediniyoruz. Tanrý'nýn yarattýklarýna karþýlýk, bizim yarattýðýmýz bir dünyadan bahsediyoruz. Öyle bir dünya ki, orada hayatý kendimize zehir edebiliriz, modern çaðlarýn kölelerine dönebiliriz; veya tersine barýþ, huzur ve adalet içinde yaþayabiliriz. Siyaset, barýþýn, huzurun, uzlaþmanýn verimli topraðý da olabilir, baský ve kargaþanýn üretildiði bir cadý kazaný da.
Ýktidar sorumluluðunu üstlenenlerin, otoriteyi kullananlarýn, kýsaca bizim hayatlarýmýz hakkýnda karar verenlerin, bizim uymak zorunda olduðumuz kurallarý belirleyenlerin bizden ne farký var? Bizi yönetenler, bizim rýzamýzý ve onayýmýzý aldýklarýna göre, tek farklarý bizim onlara verdiðimiz yetki deðil mi? Öyleyse bizler, yani yönetilenler siyasetin nesnesi deðil özneleriyiz. Bizden kaynaklanmayan bir hakka kimse sahip olamaz, bizden alýnmayan bir yetkiyi kimse kullanamaz. Siyasetin aktörü bizleriz. O zaman, kendi hayatýmýz üzerindeki sorumluluðumuzun gereði, bütün araçlarý ve imkanlarý kullanarak siyasete katýlmak, siyaseti etkilemek ve siyaseti belirlemek zorundayýz. Bu zorunluluk, insan olmamýzýn, özgür, adil ve barýþçý bir toplumda yaþama arzumuzun, baþkalarýnýnkine deðil kendi irademize boyun eðmek istememizin sonucudur.
Þayet bizi yönetenlere, bizim kendilerine verdiðimiz yetkiden daha fazlasýna sahip olduklarýný hissettiriyorsak ve daha fazla yetki ve hakký kullanacak bir alan býrakýyorsak, karþýmýza çýkan olumsuzluklarýn hiç birinden þikayet etmeye hakkýmýz yok demektir. Siyaset boþluk kabul etmez; biz bir boþluk býrakýyorsak elinde iktidarý bulunduranlar o boþluðu mutlaka dolduracaktýr. Birilerinin eline teslim ettiðimiz gücün tek sýnýrý, bizim koyduðumuz sýnýrdýr. Güç, engelle karþýlaþmadýðý sürece sýnýr tanýmaz, gidebileceði yere kadar alanýný geniþletmeye çalýþýr.
Kimsenin itiraz edemeyeceði evrensel bir hüküm: Ýnsanlar, insan olarak deðer taþýmalý, onurlu ve özgür yaþamalýdýr. Bizim üzerimizde iktidarý kullananlar, yetkilerini ve gücünü bize zarar verecek þekilde keyiflerince kullanmamalý. Bize kural ve yasak koyanlar, kurallarý ve yasaklarý karþýlýklý mutabakata vardýðýmýz hukuktan almalý. Güvenliðimizi saðlamak için eline silah verdiklerimiz, bu silahlarla bize karþý zorbalýða kalkmamalý. Ýktidarý kullananlar ve biz, hukuk önünde eþit olmalýyýz.
Neleri Ýçeriyor?
Siyaset Biliminin klasik konularýnýn tamamýný içeriyor: Siyaset kavramý, siyasetin bilimselliði, Devlet, Ýktidar ve Meþrûiyet, Siyasal Sistemler, Demokrasi, Ýdeoloji, Siyasal Kültür, Siyasal Partiler, Seçim Sistemleri, Kamuoyu ve Baský Gruplarý. Batý ülkelerinde, Siyaset Bilimi derslerine eklenen 21. yüzyýlýn yeni konularýný içeriyor: Feminizm, Modernite ve Postmodernite, Yeþil Siyaset, Ulus-devlet ve Milliyetçilik, Gelecekbilim. Türkiye için önem taþýyan, gündemden inmeyen siyasî konularý içeriyor: Ordu ve Politika, Din ve Siyaset, Bürokrasi.
Özgünlüðü Nedir?
Her bölümde Türkiye örneðine, özlü bilgiler ve temel tartýþmalarla nüfûz ediliyor. Okuyucu, Siyaset Biliminin temel kavramlarýnýn, kurumlarýnýn ve teorilerinin kendi toplumundaki karþýlýklarý ile hem bilgilerini somutlaþtýrýyor hem kendi ülkesi hakkýnda fikir ediniyor.
Yeni Bir Metod
Siyaset Biliminin zor ve tartýþmalý konularýnda okuyucu açýk fikir sahibi kýlmak ve zengin bilgilerle donatmak için sistematik ve didaktik bir metod izleniyor. Metinlerin arasýnda tartýþmalar ve çerçeve yazýlarý bulunuyor. Sayfa kenarlarýnda, siyaset biliminin evrensel dilini oluþturan kavramlarýn tanýmlarýna yer veriliyor.
Konu hakkýnda daha detaylý ve kapsamlý bilgi sahibi olmak isteyen okuyucuya, bölüm sonunda ileri okumalar için kaynaklar öneriliyor.