Murad-ý Ýlahi’de, Akýl ve Ahlak Baðlamýnda Ýman’dan Dini Çoðulculuk ve Ýslâm’a, Uyuþturucu Tecrübeleri ve Mistisizm’den Tasavvufa, kalýplaþmýþ yaklaþýmlara eleþtirel gözle bakan ve din ile felsefe arasýnda yeni köprüler kurmaya çalýþan bir akademisyenin sýra dýþý yorumlarý bir araya geliyor. Yazar Abdüllatif Tüzer bu noktada felsefe ile din arasýndaki kardeþliði yeniden tesis etmeye muktedir anahtar kavram olarak ‘kendini bilmek’ düsturuna iþaret ediyor.
Allah’ýn gücüne inanarak imanýn yolundan giden dinle, aklýn gücüne inanarak o yoldan ilerleyen felsefe, ayrý düþmüþ iki kadim kardeþ aslýnda. Her ikisinin de nihai gayesi hakikatin bilgisine ulaþmak. Lakin benimsedikleri ilkeler faklý. Felsefede sorgulayýcýlýk aðýr basarken; din bunlarýn yerine teslimiyeti öne çýkarýyor.