Girit’in fethinden sonra esir alýnýp Ýstanbul’a getirilen Dominique de Saint Thomas, Meddah Týfli Ahmet Çelebi’ye hediye edilir. Tek amacý Sultan’ýn, nedimleri arasýnda en iyi hünerbazý seçmek için tertiplediði yarýþmayý kazanmak olan meddah, gece gündüz demeden masallar yazmaktadýr...
Annesinin sürgün edildiði þehre köle getirilen ve onunla benzer bir kaderi paylaþmanýn acýsýný yaþayan Dominique, de Saint Thomas, efendisine, Osmanlý Sarayý’nda doðduðunu, Venedikliler’in Osmanlý’ya karþý yýllardýr siyasi bir kez olarak kullandýðý, Sultan’ýn baþýna ödül koyduðu Þehzade Osman’ýn ta kendisi olduðunu itiraf eder... Meddah söylediklerine inanmaz, üstelik onunla alay eder. Öfkeye kapýlan köle, efendisinin –gizlice okuduðu- masallarýnda, kendisinden ‘Kýzlaraðasý’nýn Piçi’, annesinden de ‘fahiþe’ diye söz ettiðini görünce, müthiþ bir intikam duygusuyla, Osmanlý Sultaný’nýn tacýný ve tahtýný, efendisinin de yeteneðini yerle bir edecek yeni masallar yazmaya baþlar: Gece... Sultan beklenmedik bir anda ölmüþtür... Valide Sultan, dört mahpus þehzadeden hangisini tahta geçireceðini bilemez... yedi bahtsýz gebe cariye, ucuna taþ baðlanmýþ çuvallara konup boðazýn karanlýk sularýna atýlýr...
Gece yerini yeni bir güne devrederken, birçok insan için satranç tahtasý çoktan devrilmiþ, þah ve piyonlar sonsuza kadar yer deðiþtirmiþtir.