Kandilli'de, tarihi yalýda geçen bir yüzyýl; baþrolde bir ana oðul: Belkýs ve Mehmet Abud. Þevket Uludaðlý, Madam Spinolu, Matmazael Emma'lý eðitim; iþgal dönemi istanbul'u; kurtuluþ sevinci; Cumhuriyet; Osmanlý ile modernizmin uzantýlarýnda örülmüþ bir yaþam... Hatýralar arasýnda Atatürk, Cemal Reþit Rey, Neyzen Tevfik, Þehzade Ömer Faruk Efendi, Muhsin Ertuðrul, Mahzar Osman, Fahrettin Kerim, Yahya Kemal'e dair olanlar da var; bir dönemin ünlü matematik hocasý Bedros Adruni, Cumhuriyetin unutulmuþ komutanlarýndan Sakallý Nurettin Paþa, son Melami'lerden Osman Kemali Efendi, Süreyya Paþa, Kont Ostrorog, Çürüksulu Belkýs Haným, Necmettin Mollayý anlatanlar da... Özünde bir anneyle oðlun, genelde bir dönemin hikâyesini anlatan Melek Annem ve Ben, yakýn geçmiþin gündelik ayrýntýlarýný göz önüne sererken, insan denen varlýðýn da, sürdürdüðü hayatýn da siyah ve beyaz gibi tek katmanlý olmadýðýný hatýrlatýyor: Kadýn, erkek ya da eþcinsel olmak,
zenginliði, fakirliði art arda yaþamak, kýskanç veya olgun davranmak, aþk acýsý çekmek, "kader" kavramýný kabullenip hayatýný bu doðrultuda yönlendirmek... Ýki ömür boyunca olup bitebilecek her þey!
Hayat kadar sürprizlerle dolu bu kitap, bir roman kadar akýcý bir dille kaleme alýnmýþ; zamanda birkaç saatlik