Mehmed Âkif Ersoy günümüzün hatta Türk tarihinin en önde gelen destan þairlerinden biridir. Onun þiirlerinde bazen düþünce, bazen duygu ön plandadýr. Þiirlerinde bir taraftan hürriyet, doðruluk, samimiyet, vatanseverlik, adâlet, istiklâl gibi ahlâkî kýymetleri telkin ederken, diðer taraftan toplumlarýn çökme sebebi olan riyakârlýk, münâfýklýk, korkaklýk, dalkavukluk,
tembellik, zulüm gibi fenalýklara þiddetle karþý çýkar.
Mehmed Akif Ersoy’un bu büyük eseri Safahat, farklý zamanlarda yayýnlanan yedi kitabýn toplanmasýndan oluþan bütünün adýdýr. Safahat’ý oluþturan bütün kitaplarýn içeriði ve dünya görüþü, sonuna dek hemen hemen aynýdýr. Safahatý teþkil eden bu yedi kitabýn tam metni ile safahat dýþýnda kalmýþ bir kýsým þiirleri ve þair hakkýnda geniþ bir giriþ yazýsý içermektedir.
Mehmed Âkif, kitabýnýn baþýna koyduðu manzumesinde Safahatý'na sýðdýrdýðý bütün mefkûre ve ideallerini þu mýsralarda özetlemiþtir:
Bana sor sevgili kâri', sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette þu karþýnda duran eþ'ârým:
Bir yýðýn söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu' bilirim, çünkü, ne san'atkârým.
Þi'r için "gözyaþý" derler; onu bilmem, yalnýz,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârým!
Aðlarým, aðlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârým!
Oku, þâyed sana bir hisli yürek lâzýmsa;
Oku, zîrâ onu yazdým, iki söz yazdýmsa