Alparslan Türkeþ’i doðru anlamak ve eserlerinden yararlanarak Türk
milletine gereði gibi hizmet etmek için öncelikle “Türk Milliyetçiliði”
fikrini ve hareketini doðru kavramak gerekir. 20. yüzyýlda Türk
milliyetçiliði fikrinin en büyük temsilcisi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran
devlet adamý büyük Atatürk’tür. Mustafa Kemal Atatürk, hem fikir adamý,
hem devlet adamý hem de siyâsetçidir. Dünya tarihinde bu üç niteliði bir
arada milletinin hizmetine ahenkli bir biçimde sunabilen pek az toplum
önderi vardýr. Alparslan Türkeþ’i anlayabilmek için öncelikle Ziya Gökalp
ve Mustafa Kemal Atatürk’ü tanýmak ve Türk milliyetçiliði fikrini
kavramak gerekmektedir. Fikir hareketleri ve temsilcilerini anlamak
öncelikle yeterli kültürel alt yapýya sahip olmakla mümkündür. Böyle bir
alt yapýya sahip olmayanlar ancak fikir hareketlerinin sloganlarýný
tekrarlarlar ve zora gelindiðinde veya kavrayamadýklarý uygulamalar
gördüklerinde liderlerini suçlayarak yol deðiþtirirler.
Türk milliyetçiliði fikir hareketi diðer milletlerin milliyetçiliðinden
farklý olarak ýrkçýlýk ve soykýrýmcýlýk temeline dayanmamaktadýr. 20.
yüzyýlda Alman milliyetçisi Hitler’in soykýrýmcý ýrkçýlýk anlayýþý,
milliyetçiliðin soykýrýmcýlýkla eþdeðer algýlanmasýna sebep olmuþtur.
Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra Türk milliyetçileri maalesef sürekli aþýrý
olmakla ve ýrkçýlýkla suçlanmýþlar ve ömürlerinin büyük bir bölümünde
ýrkçý, soykýrýmcý ve faþist olmadýklarýný anlatmak ve ispat etmek zorunda
kalmýþlardýr.
Rahmetli Baþbuðumuz Alparslan Türkeþ, bu suçlamalarla üç
kere tutuklanmýþ ve ömrünün yedi yýla yakýn bir kýsmýný hapishanelerde,
ikibuçuk yýlýný Hindistan’da sürgünde geçirmiþtir.