“Görüyorum seni, düþüyor musun? Ölümle mi kaçacaksýn? Seni terk etmeyeyim diye, benden önce sen mi terk edeceksin beni? Size söylüyorum, çekilin, rahat býrakýn onu! Bitti mi, tüm bu korku ve kötürüm günler, piyano tuþlarýnýn üzerine düþüyor kan damlalarý. Burnundan dudaklarýna doðru ince, kýzýl bir ýrmak süzülüyor. Yükselen müziði duyuyorum. Felaketin bestesi, birbirine âþýk notalarýn bitmez tükenmez soluðu akýp gidiyor kanýnla. Kendilerini býrakýveriyorlar. Beyaz tozlar sýzýyor burnunndan içeri, beynine beni götür, onlarý deðil. Ne kadar tutabilirim seni? Daha kaç zaman burdasýn? Bir akþamlýk, iki gecelik? Yarýmýnla bile yetinirim, ne olur kendinin tamamýný alýp gitme. Yaþamýn üzerinden atlayýp gidiþin gibi, acýnýn üzerinden atlamayý öðreten bana. Ne kadar yükselmeye çalýþsam da tam ortasýna düþüveriyorum çamurun. Ýliklerime kadar iþledi bataklýðýn kokusu. Ýmalat hatasý bir varlýðým artýk ben. Herhangi bir süpermarketin herhangi bir reyonuna koysunlar beni. Çabucak tüketileyim. Elimi tut... Tuttun mu?“
Uyurþuturucu baðýmlýsý bir piyanist ile mazoþist eðilimleri olan genç bir kýzýn baðýmlýlýða dönüþen aþklarýnýn hikâyesi... Manevi açlýðýný uyuþturucuyla doyurmaya çalýþan Ozan ve içsel çatýþmalarýný kendi bedenine zarar vererek dindirmeye çalýþan Sade’nin sevgi açlýðý. Kaybedilen iç dünyanýn yerini doldursun diye kullanýlan uyuþturucularýn mahvettiði hayatlar... Ve tüm yaralarý iyileþtirebilecek tek güç: Aþk. (arka kapak)
Aslýnda daha çok, kafasýna vurdun mu içeri kaçan ama ayný anda baþka yerden iki üç tane daha kafa çýkaran o oyun makinesine benziyorlardý. Ayaðýmla birini ezdim mi baþka bir kare zýplayýveriyordu hemen. Bu da yetmezmiþ gibi, her yer kývrýla kývrýla dalgalanýyordu. Pistin üzerinde sörf yapýyordum sanki. Düþmemek için usta olmam gerekirdi. Ama iyi bir sörfçü deðilim ben. O yüzden, popomun üstüne oturuvermiþtim. Metrodaki kayan yol gibi, ayaðýmýn altýndan sürekli yeryüzü kayýyordu. Pantolonumda bir ýslaklýk vardý. Biri üzerime kusmuþtu belki, ben mi kusmuþtum yoksa? “Ben mi kustum, emin misiniz? Ne zaman Nasýl olur da hatýrlamam? Tuvalete gitmem lazým. Evren oynak bir fahiþeye benziyor. Her þey kývýrtmak zorunda mý? Beni taþýdýðýnýz için sað olun çocuklar ama kendim yürüyebiliri. Bora, sen de git Allah aþkýna, býrakýn beni, üzerimi yalnýz deðiþtirebilirim. Þu iþeyen adam niye bana bakýyor? Ne bakýyorsun be! Yalnýþ yere mi girdim? Midem bulanýyor. Kusmam lazým. Kötüyüm galiba, yardým et. Bu bombardýman ne? Allahým, bombalar baþýmý deliyor. Savaþ çýktý savaþ, yardým edin! Baro gel ne olur, savaþ çýktý. Ayrýca burada iþeyen bir adam var! Musluktan damlayan su mu dedin? Hayýr hayýr, biliyorum, dýþarýda bombalar yaðýyor, yalnýzca damlayan suyun sesi olamaz bu. Çocuk mu kandýrýyorsun sen? Adam gitti mi? Erkekler tuvaletine niye mi girdim? (kitaptan)