Millî olmadan milletler olunmaz. Kendimizi bilmeden, baþkalarýna kimliðimizi nasýl bildirebilelim? Millî hafýzamýz, atalarýmýzý ve bize býraktýklarý mirasý tanýmakla zenginleþecektir. Onlarýn pek çoðu, bugün ibretler okunacak ömürler yaþamýþlar, bizim zaman zaman karþýlaþtýðýmýz hâllerle karþýlaþmýþlar, bir miktar da bize hayret ve gýpta telkin eden iþler baþarmýþlardýr. Yaptýklarý ve yapamadýklarý, söyledikleri ve dinletemedikleri, yazdýklarý ve okutamadýklarýyla bize hem ibret hem de örnek olan atalarýmýzýn hayat hikâyeleri, biraz da bizim bugünkü hayat hikâyelerimizdir. Gönüllerimizin o meclisleri özlemesi, hiç þüphesiz, onlarýn bizim meclisimize gönüllerini býrakarak bir gönül medeniyeti kurmak istemelerindendi. Bu çalýþmada, o gönül medeniyetinde yaþamýþ kýrk kiþinin hayatýndan kesitler yer alýr.