Yaþlý Kadýn, bedeninin yürürken teklemesine aldýrýþ et-meden güç bela tabutun yanýna kadar yürüdü. Göz- lerinden artýk kontrol edemediði yaþlar süzülüyordu. Ona yardým etmek için tabutun baþ tarafýný araladýk. Oðlunu son bir defa görerek, belki de öpüp koklamak isterdi.
Yaþlý elleriyle oðlunun baþýný okþadý. Ve ayak tarafýna yöneldi, orada bulunan herkesin hýçkýrýklarý arasýnda:
-Seni alnýndan deðil; ayaklarýndan öpüyorum oðlum, diyerek ayaklarýna sarýldý.
Kimsenin artýk dayanacak mecâli kalmamýþtý. Anne-nin bu metanetini görenler duygularýna hakim olamýyordu.
Ben þimdi; o çileli, ýzdýraplý, þuurlu ve sabýrlý anayý ve onun simasýný hatýrladýkça Hz. Nesibe\'yi, Ammar Bin Yasir\'in anasý Hz. Sümeyye validelerimizi (r.a) ve diðer sahabe analarýmýzý daha iyi hayâl edebiliyorum.