“Eskisi yýkýlýrken yerine yenisinin konulmadýðý bir çaðda, nereye ve neye ait olduðuna karar vermek zorunda olmak!” Üstelik, bu seçimi aþk acýsý çekerken yapmak! 1970’lerde, yirmili yaþlardayken hayatlarýný yüreklerinin doðrultusunda biçimlendiren bir kuþaðýn temsilcisi sayýlabilecek Kadir’in, sosyalizmin dünya arenasýnda gerilediði dönemdeki hüzünlü öyküsü…
“Yürek Sürgünü”, Mehmet Eroðlu’nun -eylemci genç insaný araþtýrdýðý- ilk dört romanýný bir anlamda noktalayan eseridir. 1970 öncesinin genç adamlarý artýk kýrklý yaþlardadýrlar ve
-devrim rüyalarýnýn görülmediði bir çaðda- yabancýsý olduklarý bir yaþama, nesli tükenmeye yüz tutmuþ canlýlar gibi direnmeye çalýþmaktadýrlar. Kitabýn önemli olan bir baþka yönü de, Mehmet Eroðlu’nun 1990 baþlarýnda, radikal Müslüman hareketinin 2000 yýlýnda açýða çýkacak þiddet çýlgýnlýðýnýn iþaretleri daha ortada yokken, ülkenin sonraki on yýlýna iliþkin kehanet sayýlabilecek politik öngörüleridir: Eroðlu, solun politik arenada boþalttýðý yerin kimler tarafýndan ve nasýl doldurulacaðýný, romanýn önemli karakterlerinden Halit vasýtasýyla gözler önüne sererken, toplumumuzu ciddi bir biçimde bölen Müslüman-laik çizgisini özellikle Müslüman kadýn gözünden, Zeynep’le irdeler.