Hayatýný "benimki mutsuzluðuma alýþmak" diye tanýmlayan Umut, onu dölyataðýndan cansýz bir cenin gibi dýþarýya atan Ýstanbul'da tutunma umudunu yitirdiði gece, matematik olimpiyatlarýna katýlmýþ bir kadýnla karþýlaþýr. Nihan, zeki ve akýllý kiþilerin oluþturduðu garip bir kulübün baþkanýdýr. Umut da bu kulübe katýlýr ve kendini birden magazin dünyasýnýn içinde bulur. Ancak bu renkli dünyadaki serüven çok geçmeden hüzünlü bir yolculuða dönüþecektir.
Umut, sürprizlerle dolu bu yolculukta, insanýn "kendisine acýmaktan vazgeçtiðinde baþkalarýna da acýyabileceðini" keþfedecek ve sonunda "acýmayý bilen, insancýl bir Tanrý"nýn hüküm sürdüðü yeni dünyaya ulaþarak kendisiyle ilgili o büyük gerçekle buluþacaktýr...
Bir yanda magazin kraliçeleri, mankenler, sahtekâr iþadamlarý, kendine dokunulmaz bir konum belirleyerek ülkenin kaderinde rol oynamak isteyen medya, öbür yanda ise genç bir kadýna aþýk olan kaçýk bir feylesof, keskin kulaklý bir Güneydoðu gazisi, açlýk grevinde belleðini yitirmiþ bir kýz, polisin bir türlü körleþtiremediði bir âmâ: "Kendi cennetini arayan düþ kýrgýnlarý..." Ýkiye bölünmüþ bir kentin, ikiye bölünmüþ kahramanlarý...
Romanlarýyla kendine ait -'iþte benim yazarým' diyen bir okur kitlesi yaratan usta yazar Mehmet Eroðlu, sekizinci romaný "Kusma Kulübü"nde "bu gezegenin üstündeki en tehlikeli hastalýk, yok edilmeli" diye nitelediði zenginliði, yerleþik sistemi, medya ve magazin dünyasýný kýyasýya eleþtiriyor ve bu eleþtirilerden yola çýkarak, insaný en çok insan kýlan bir erdemi büyük bir ustalýkla çarpýcý bir edebiyat temasýna dönüþtürüyor...