Mozart gibi bir dâhiyi bütün öfke, acý, sevinç ve müziðe olan tutkusuyla karþýmýza etten kemikten bir insan olarak koyan bu kitabý okurken, pek fazla bilmediðimiz, sadece kitaplardan, filmlerden tanýdýðýmýz bir dönemin sessiz tanýklarýna dönüþürüz. Dönemin Avrupa’sýnýn tiyatro binalarýnda, sokaklarýnda gezeriz. Saraylar, katedraller, meydanlar… Sanki her þey müzik üstüne kurulu gibidir. Mozart’ýn eksiksiz müziðinden gelen olaðanüstü melodilerin bizi içine almasýna ve dudaklarýmýza yerleþmesine izin veririz. Sonra “neden” deriz “neden bu kadar kýsa bir hayat!”