Eski Mýsýr uygarlýðý, kendine has fanatikleri olan, son derece gizemli bir dönem. O dönemde geçen bir macera-entrika romaný için meþhur tarihçi
Messadié’den niteliksi ve beceriklisi düþünülemezdi. Bambaþka bir dünya!
Eski Mýsýr uygarlýðý, olanca zenginliði, eþsiz kültür hazineleri, ilginç tarihi ve benzersiz gelenekleriyle öteden beri yazarlarýn ilgisini çekmiþtir. Gerald Messadié de Nil’de Fýrtýnalar baþlýklý roman üçlemesinde hem tarihçi, hem araþtýrmacý, hem de yazar olarak bu bitimsiz kaynaðýn derinliklerini sorguluyor. Ancak bu kez, tektanrýlý ilk dinin kurucusu sayýlan firavun Akhetaton’un hükümdarlýðýndan baþlayarak, gücünü yitirmiþ, iktidar savaþlarýyla daðýlmýþ, taþra illeri yaðmalanmýþ, yýkýlmak üzere olsa da baþkentinin olanca görkeminden ödün vermediðini bir krallýkla baþ baþa býrakýyor bizi. Mýsýr ordusunu, din adamlarý ve kâtiplerin yaþamýný, firavun sarayýný, baþkentleri ve taþrayý, gündelik yaþamý, âdet ve gelenekleri olanca renkliliðiyle ve yer yer güldürü öðeleri de taþýyan anekdotlarla anlatýrken, firavunlar krallýðýnýn hem renkli hem de trajik bir döneminin portresini sunuyor.
Efsanevi kraliçe, iktidar hýrsýyla, büyük bir özgüvenle yetiþtirilmiþ Nefertiti, kocasý Akhetaton ve altý kýzýyla sonsuza dek mutlu yaþayacaðýný düþünmüþtür. Ta ki firavun Akhetaton’un üvey kardeþi Smenhkare ortaya çýkana dek. Bu delikanlý, on beþ yaþýnýn tazeliðiyle kralý baþtan çýkarmýþ, onun gözdesi olmuþ, üstelik kral naipliðine yükselerek firavuna erkek evlat veremeyen Nefertiti’yi unutulmaya terk etmiþtir. Nefertiti Kuzey sarayýnda gözden düþmüþlüðün, iktidardan uzak kalmanýn getirdiði ýstýrap ve hýrsla yanýp tutuþurken, firavun Akhetaton aniden ölür. Ýmparatorluðun çoktanrýlý kültlerini yasaklayýp yalnýzca Güneþ Diski Aton’a tapýnýlmasýný buyuran zorba firavun yoktur artýk. Taþra illerinin yöneticileri, kâtipler, toprak sahipleri, ordu komutanlarý, imparatorlukta sözü geçen ve iktidarda gözü olan herkes, sözde taziyelerini bildirmek üzere baþkent Akhetaton’a akýn eder.
Nefertiti’nin Gözleri Mýsýr’în devlerine, baþrahiplere, generallere, hatta kendi babasýna öfkesinin acý þarabýný içirmeye yeminli bir kraliçenin öyküsü.