Denizin Sesi, bir sahil arayýþýnýn;
Bir sese yönelmenin bir çaðrýnýn kitabýdýr.
Bizi çaðýran bu deniz; hangi denizdir;
Güneþin sýnýrýndan taþýp sonsuza ulaþan,
Atomun özünden geçip, sonsuzluðu bulan bir deniz mi?
Yoksa kalbin süveydasýndan maveraya yolculuk yapýlan,
Rýhtýmý yürek olan bir geminin kalktýðý,
Yanýk bir deniz mi?
Bu yolculuk hangi denizedir,
Bu pupa yelken yol alma kimedir,
Ve bizi çaðýran bu ses, kimin sesidir?
Cebrail’in mi? Mikail’in mi? Ýsrafil’in mi?
Bir kanat þakýrtýsý mý bu dalga sesi?
Bir sur sesi midir bu sahil senfonisi?
Bu sesin kime ait olduðunu bilmiyoruz,
Ama bizi çaðýran bir ses olduðunu biliyoruz ya, bu bize yeter.
Bu sesi bir deniz kabuðundan dinlemek gerek…
Yüreðin böyle bir deniz kabuðu olmadýðý ne malum…
Onun içinde yankýlanan ‘ebed ebed…’
Sesinin de sonsuzluk denizine ait olmadýðý…