Bu kitabý okurken; Mehmetçiðin savaþta bile düþman askerine olan merhametine þahit olacak, 276 kiloluk mermiyi kaldýran, Seyit Onbaþý’ya hayran kalacak, Nusrat Mayýn Gemisinin, o boðazý düþmana dar eden ufacýk bir geminin hikâyesini okurken, gözyaþlarýnýzý tutamayacaksýnýz…
Bu kitabý okurken; Seddülbahir’deki çarpýþmada tüfeði bozulunca, öfkeden deliye dönen Mehmet Çavuþ’un düþmana taþla, kürekle saldýrýþýný, gözlerinizin önüne getirecek, Ertuðrul Tabyasý’nda küçük bir destan yazan Ezineli Yahya Çavuþ’un takýmýyla tam 15 saat 2.500 düþman askerine karþý koyarken, sadece sabah bombardýmanýnda siperlerine atýlan 4.650 adet top mermisinin sayýsýnda ürküp, titreyeceksiniz…
Bu kitabý okurken; adýný raporlara yazmaktan çekinen Mahmut Sabri’yi, savaþ esnasýnda bile “Bu koca gövde ile siper almak zor oluyor” deyip de ayakta duran Binbaþý Halis Beyi, emrindeki subaylara “Ben size ölmeyi emrediyorum!” diyen Yarbay Mustafa Kemal’i gözlerinizin önüne getirecek, ölme emrini yerine getirmek için birbiriyle yarýþ eden askerlerimizi hatýrlayacak, o anlarý yaþayacak, topraklarýn deðil, aðaçlarýn, denizin bile titrediðini sanacaksýnýz…
Bu kitabý okurken, Çanakkale Destaný’na tanýklýk edeceksiniz…